23 Eylül 2009 Çarşamba

3G Dalgametresi

Son günlerde pek revaçta olan şu 3G hadiselerinin televizyona tezahür eden reklam silsilesini temaşa etmekteyiz gözyaşları içinde. Evet bu cümleyi ben kurdum. :]

Bildiğimiz gibi, ülkemizde Turkcell, Vodafone ve Avea tarafından 3G hizmeti verilmeye başlandı ve halihazırda da verilmekte. [Aranot: Bu kadar üzerinde önemle durulan bir olgunun bu kadar ezik reklam kampanyaları bani hala 3G'ye geçiremedi. Belki de kendi üşengeçliğim ok tamam kabul edebilirim.]

Turkcell neler yaptı?


Öncelikle, çok garip bir şekilde, cevabı direkt "Hayır" olabilecek bir sloganla olaya başladı.

- Merak etmiyor musun?
- Hayır etmiyorum.

Bitti. Bunu diyen insana daha ne satabilirsin ki? [Tabi, Turkcell'in halkla ilişkiler uzmanları, bağlantılı ajansları bunu bilmiyorlar mıydı, biliyorlardı tabi ki. ]

Sonra garip bir jingle'la, [bakınız: merak ne güzel şey, güzel şey merak] Hidayet'li reklamları başladı. Sanki Türk halkının yıllardır kullandığı, "Başına ne gelirse ya meraktan ya vıdıvıdı" gibisinden özdeyişlerini bilmiyormuş gibi, üzerine gittikçe gitti, merak da merak. :] Töbe töbe. [Bence saçmaydı bu kadar merak üzerine yoğunlaşılmış olması, çünkü zaten bu teknolojiyi kullanacak olan kişiler az da olsa ne olduğunu biliyordu.]

Sonra abla kardeş bacılarımızın taksi içindeki müzik eşliğinde görüntülü konuşmalı klibi geldi. Sanki reklam kampanyasının ortasında "Ulan kadınları çok boşladık, abow olm kadınlara yönelik bir reklam yapın çabuuk" gibisinden egzotik bir art direktörün sabah uyandığında ilk aklına gelen reklam fikriymiş gibi duruyordu.

Ve sonunda Turkcell, tabana yayılarak Hidayet ve top toplayıcıyı birlikte kullandığı [ve hâlâ olabildiğince saçma bulduğum] reklamları baş gösterdi. Top toplayıcı biraderimizin "Vey" "Ney" gibi ara nağmeleriyle 7 - 12 yaş arası ve 65+ izleyicileri kendisine bağladı. Hatta Hidayet'in [nedendir bilinmez] hangi akla hizmet her cümlesinin sonuna "Nuri" noktalama işaretini kullanması her izleyişimizde bizi bizden almaya yetti. [Bakınız: Nurtopu gibi bir 3G'niz oldu. Biz de bunu her cümlede tekrarlıyoruz çünkü siz salaksınız anlamazsınız gibi mi?]

Şimdi tabi, mesela VINN içinde Hidayet ve Top toplayıcı, Görüntülü konuşma için ablakardeş bacılar, figürlerinin kullanılmış olmasını çok fazla kurcalamıyorum. Yoksa bitmez bu yazı.

Peki ya Vodafone?


Görünürdeki ikinci büyük 3G operatörünün reklamları da Turkcell'den aşağı kalır değildi. Ceza'dan "Fark Voar" dinletileriyle belleğimize kazınan Vodafone'un 3G için yaptığı reklamlar genelde kendisinin 3G lideri olduğunu anlatan ve kullanacaksanız bizi kullanın formatını destekleyen türdendi.

Önce Ali Sabancı'nın kendine has bir başarısı olduğu ve tam da 3G+ tarzı olduğunu, daha sonra da Tugay Kerimoğlu'nun İngiltere maceralarını ve orada yaşadığı 3G+ deneyimlerini konu alan reklamlar gördük.

Önce "Uçmak kolay değil, bilgi ister birikim ister, uçmak ciddi iştir" derken Vodafone'un nasıl bizi uçuracağını, sonra da yolda bir "sör"ün laptop'undan internete bağlanmasının da ne kadar dünya dışı bir hizmet olduğunu, her yerden nasıl da bu gevurların internete girebildiğini anlatan garip reklamları izledik. Bir de Tugay'ın şu şaşkınlık dolu lafı en çok aklımızda kalan, "vayırlesle kablonun olmadığı yerde nasıl internete giriyorsunuz" diye sormuş, vay anam vay.

Şimdilerde de "özgürlük" temalı reklamları başladı televizyonlarda dönmeye, "ey özgürlük" diyerek özgürlüğümüzün tarifesini belirliyorlar, hem de laptop'larda indirim yaparak.

Bu arada vodafone bizi 3G ile uçuramadan kendini uçurmuş, 3G sitesi çalışmıyor. [Bunun geçtiğimiz günlerdeki elim sel felaketi ile alakası olduğundan dolayı çok fazla üstelemiyorum. Herkesin acısını paylaşıyoruz.]

Ve Avea


Operatör sıralamasında son sırada gelen bu operatörümüz, henüz "oh be hadi be vay be yürü be" kadar bile bir reklam yapamamış olsa da, Melis Birkan ve Ozan Güven'li reklamlarla kendine bir yer edinmeye çalışıyor. Çok fazla eleştirilecek kadar bile reklam yapmadıkları için bu kadar az reklam yapmalarını eleştirebiliyorum ancak. :]

Öyle ki Melis'li Ozan'lı reklamlar bile henüz bir yere bağlanmış değil. Bu kadar hızlı değişen bir piyasada böyle dizi reklamlar sanki biraz kaplumbağa, Ha ne dersin Galapagos sence de öyle değil mi?

Son olarak;

Tabi ki reklamlar kampanya dahilinde işleyen uzun soluklu projelerdir, ok biliyoruz, ama genel olarak bu üç operatörümüzün de reklamlar konusunda hem yavaş hem de yer yer saçma işler yaptıklarını görmek beni üzüyor, hatta geceleri uyuyamıyorum falan. Ahaha daha neler. Bu nedenle bu 3 operatörümüze birden, "en faydalı havuç" ödülünü veriyoruz, yesinler hızlansınlar.

:]

8 Eylül 2009 Salı

Seda Sayanlı Bayan Pepsi Reklamı (baymaktan bayan)

İşte yüzyıla, hatta ne yüzyılı efenim milenyuma dalgasını vuracak bir reklam fikri. Seda Sayan'a pepsi tırı kullandırmak. [Dalga vurmak.]

Hangi süper zeki reklam yazarı ekibinden çıktı bu fikir çok merak ediyorum. [hayır varsa böyle muhteşem fikirleri şoke olmayalım, hazırlıklı olalım.]

Koskoca bir tırla gelen Seda Sayan, hanım abla ve gerzek elemanın önünde durup trafiği engelliyor. Ablamız cırlıyor, "Aeayy Seda Hanıım" diye.

Yurda göndereceklermiş, durumları yokmuş. Allah'ım yarabbim. 10.000 liramız olsaydı ne iyi olurdu. Aaa o kolayyaa, [bak bak akıllarınca kolayyaa, kolaylaa falan kelime oyunları] Bacım seç bakim birini, bence şunu al. Lan muhabbete bak.

Sonra hop onbinlira. Haydaa. Oleey, bir sevinç bir temaşa. "Ayinan mıyorum Seda Hanıım" [ya ablacım cırlama bi]

Sonra babaya mesaj polemiği var, Ulan onbinlira kazanmışsın ödemeli ara, ne mesajı, bir de kontür dileniyorlar iki dakkada orada. "E kontürümüz yok ki?" Lan ne bedavacı insanlarmışsınız kardeşim.

Baba, pepsiden onbinlira çıktı, ünüversiteye gidebilicem. Olaaeeey.

Bu kadar güzel kurgulanmış, bu kadar edebi şu nadide reklamın bir de müziği var ki, hint mi desem, ne desem acayip diyarlara götürüyor, susuz getiriyor.

Kendilerine bakır maşrapa ödülü vererek bu postu bitiriyor, buna benzer tüm fikileri hayata gerçirmelerini temenni ediyoruz.


Yok ben muhakkak kendim izlemeliyim: Buradan buyur.