18 Nisan 2009 Cumartesi

Acayip İtici Kutulu Süt Reklamı

Evet sevgili reklamsever günlük, ilk yazıda, resmen beni yıkım yıkım yıkan bir reklamdan bahsedeceğim. Şu kutulu süt reklamı. [Allah'tan bu aralarda dönmüyor televizyonda.]

Off of. 

Şimdi şu "kutulu süt" kavramının işlendiği Derya Baykal'lı reklam hakkında acayip şekilde kafama takılan şeyler var.
 
En başta, Derya Baykal neden hocayısla geziyor? 

Hadi gezdi diyelim, o an yanındaydı öylesine takılıyorlardı, apartmanın merdivenlerinden çıkarken (ki hocasıyla apartmanda ne yapıyor, nereye gidiyorlar, yukarı çıktıklarına göre gittikleri bir yer var demek ki diye düşünüyor insan), süt alan kadın bunları gördüğünde neden "Aaa Derya Hanııım" diyerekten feryat ediyor. Sonra da "Buyurun buyurun" diye eve davet ediyor?

Bunlarda sanki misafirliğe gelmiş gibi hoppala dalıyorlar eve ayakkabılarla falan. (E kardeşim az önce nereye gidiyordunuz, neden bu eve giriyorsunuz?) Ayrıca yani, hijyenden, sağlıklı sütten, mikroplardan bahseden bu güzide bacımızla hocası patır patır ayakkabılarla dalıyorlar salonun ortasına. Olmuyor yani, bu ne perhiz bu ne lahana turşusu diyesi geliyor insanın içten içe. 

Ondan sonra Derya Baykal, tam bir beyin özürlü insana anlatır gibi kutulu süt kullanmanın ne kadar faydalı olduğunu, sütü kaynatmanın sütün tüm özelliğini kaybettirdiğini falan anlatmaya başlıyor. Hele bir de "dakikalarrrcca" deyişi var ki, inanılmaz. Elini sallaya sallaya, yani "sen ne bilirsin len idiyot, dakikalarrrca kaynatıp da sütün tüm özelliğini öldürüyorsun" gibisinden, inanılmaz itici.

"O artık süt olmuyor ki" falan. Böyle sürekli mesaj kaygısından insana baygınlık geliyor.

Sonra hızını alamıyor, bunları da size hocam anlatsız diyerekten topu adama atıyor.

Adam da sanki her gittiği yerde bunu anlatıyormuş gibi, hayatının değişmez bir parçası gibi, anlatmaya başlıyor.

Agidik gugidik anlatıyor bir şeyler [ki hiçbiri aklımda kalmadı] yani o kadar etkili işte anlattıkları.

Bir de olaya duygusal yön katmak için çocuk attırmışlar ortaya, ne olduğundan habersiz, ortada öyle bön bön bakınıyor.
 
Saçma başlayan reklam, iğneleyici bir tavırla devam ediyor, rahatsız edici şekilde önermeler yapıyor ve hiç akılda kalmadan bitiyor.
Sadece "kutulu süt için" öğüdü veriliyor.
 
Ki bu zamanda hala direkt olarak inekten sağılıp getirilen sütü alabilen kaç şanslı insan var onu da çok merak ediyorum. Hahaha, yani sanki Türkiye'de sütçüler acayip tavan yapmış da, bir anda sütçü patlaması yaşanmış, her yerde açık sütler satılıyor da, millet kutu süt almıyor gibi bir anlam çıkıyor reklamdan. :]

Ki ben 10 yıldır falan sokaktan sütçü geçtiğini görmedim.
 
Evet, her izlediğimde sinirlerimi zıplatan, bir o kadar da güldüren, bir o kadar da itici, saçma bir reklam. Bu reklamdan sonra sokaktan sütçü geçse inadına sokaktan alırım sütü o derece yani. :]

Hiç yorum yok: